Son dönemde rafine tatlara ilgi arttı.

Paketli ürünlerin ötesine geçmek, doğala, katkısız olana yönelmek isteyenlerin aklında tek bir soru beliriyor:


Kuru et nereden alınmalı?

Market raflarındaki parıltılı ambalajlar mı, kasabın vitrini mi, yoksa el emeğiyle hazırlanan, geleneksel yöntemlerle tütsülenmiş ürünler mi?

Bu sorunun cevabı yalnızca “damak tadı” ile ilgili değil.

Sağlık, güven ve hatta kültür meselesi.


Market Ürünleri: Standart ve Seri

Marketlerdeki kuru et ürünleri genellikle büyük markalar tarafından üretilir.

Bu ürünlerin avantajı, raf ömrü uzun olmaları ve fiyatlarının daha standart olmasıdır.

Ancak bir ürünü aylarca bozulmadan tutabilmek için yapılan şey bellidir:

Koruyucular, katkı maddeleri, fazla tuz ve yüksek oranda sodyum.

Üstelik bu ürünler genelde endüstriyel fırınlarda kurutulur.

Yani tütsülemenin, doğal olgunlaştırmanın o eşsiz aroması yerini sadece “etli bir atıştırmalık” hissine bırakır.

Sonuç: Lezzet sıradandır, doku sertleşmiştir, içeriği tartışılır hâle gelmiştir.


Kasap ve Şarküteriler: Güven Duyduğunuz Yerse Harika

Mahallenizde sevdiğiniz, güvendiğiniz bir kasap varsa ve o gerçekten geleneksel yöntemlerle kuru et yapıyorsa bu çok kıymetli.

Ama bu büyük şehirlerde çok nadir bulunur.

Çünkü birçok şarküteri artık hazır tedarikçiden aldığı ürünü “kendi yapımı” gibi sunuyor.

Etin hangi çiftlikten geldiği, ne kadar bekletildiği, nasıl tütsülendiği gibi bilgileri almak neredeyse imkânsız hâle geliyor.

Ve işin kötüsü, el yapımı adı altında satılan bazı ürünler aslında hijyen koşullarına bile dikkat edilmeden hazırlanıyor.

Doğallık adı altında yapılan hatalar, sağlığınızı riske atabilir.

El Yapımı Kuru Et: Gerçek Gelenek, Gerçek Lezzet

İşte burada devreye gelen bir üçüncü yol var:

Geleneksel yöntemlerle, denetimli üretimle yapılan el yapımı kuru et.

Boşnak Tatları olarak biz, bu yolu seçiyoruz.

Çünkü kuru et bizim için sadece bir ürün değil; bir miras, bir teknik, bir sabır süreci.

Meşe odunuyla tütsülenen et, belirli bir nem oranında, geleneksel usulle kurutuluyor.

Ne bir katkı maddesi, ne bir koruyucu…

Sadece doğru et, doğru zaman, doğru zanaat.

Ve her ürün, soğuk zincirde korunuyor, el değmeden paketleniyor, size ulaşana kadar hijyenik koşullardan ödün verilmiyor.


Peki Aradaki Fark Ne?

Bir parça kuru eti elinize aldığınızda belki de dışarıdan fark etmiyorsunuz.

Ama dilinizin üstüne bıraktığınızda o fark kendini belli ediyor:

⟶ Market ürünü ise: fazla tuz, kuru doku, anlamsız bir sertlik

⟶ El yapımı ise: dengeli tuz oranı, yumuşak ama karakterli bir kıvam, gerçek tütsü aroması.

Ve evet, bunu bir kez fark ettiğinizde, bir daha geriye dönemezsiniz.