Sabahın ilk ışıklarında mutfaktan yayılan o tanıdık koku gelir burnunuza: taze demlenmiş çay,

fırından yeni çıkmış ekmek ve bir tabakta kızaran… hayır, bildiğiniz sucuk değil bu — İsli Boşnak Sucuğu.

Meşe odunuyla tütsülenmiş, katkıdan arındırılmış, sadece etin, zamanın ve sabrın ürünü olan bir lezzet bu.

Ve onu yalnızca tavada çevirip kahvaltıya koymak, bu kadar zengin bir aromaya yapılacak en büyük haksızlık olur.

Çünkü isli sucuk, biraz hayal gücüyle birleştiğinde sabah sofralarını sahneye çevirir.

Bugün bu sahnede üç tarif var. Üç farklı duygu. Üç farklı kahvaltı.


Tabağınızda Koku Yükselsin: Fırında İsli Sucuklu Peynir Güveci

O sabah biraz daha zamanınız varsa, mutfağa girdiğinizde eliniz ilk olarak tereyağına gider.

Minik güveç kaplarının tabanına incecik sürülür.

Ardından küp küp doğranmış beyaz peynir, birkaç dilim domates ve ince doğranmış isli sucuk

Üzerine bir çırpılmış yumurta gezdirilir, üstüne biraz kaşar peyniri serpilir ve fırına verilir.

180 derecede 12 dakika.

Sıcacık güveç kabını elinize aldığınızda, peynirin eriyip sucuğa karıştığı o noktada bir şey fark edersiniz:

Bu artık bir kahvaltı değil, ritüel.

Dışarıda şehir koşuşturuyor olabilir ama bu sofrada zaman yavaşlıyor.


 Hızlı Ama İddialı: İsli Sucuklu Quesadilla

Her sabah uzun uzun vakit olmayabilir.

Ama bu, kahvaltının ruhsuz olacağı anlamına gelmez.

Bir lavaş alın.

Yarısına ince dilimlenmiş isli sucuk, birkaç şerit közlenmiş kapya biber ve bir avuç rendelenmiş cheddar peyniri yerleştirin.

Lavaşı ikiye katlayın, tost makinesine verin ya da tavada arkalı önlü bastırarak kızartın.

Eritilmiş peynirin içinde kaybolmuş isli et parçaları, damağınıza “günaydın” demez,

“Bugün iyi bir gün olacak” der.

Dışı çıtır, içi akışkan…

Bu sadece bir tost değil; modern şehir insanının Boşnak mutfağıyla kurduğu samimi bir bağdır.


Sade Görünür, Vurucu Biter: İsli Sucuklu Roka Sandviç

Ve işte son öneri:

Yolda hazırlanabilecek kadar kolay, ama masada yerken dikkat dağıtacak kadar iddialı.

İki dilim tam buğday ya da çavdar ekmeği.

Alt katmana labne sürülür.

Üzerine birkaç ince dilim isli sucuk, birkaç yaprak roka, bir tutam karabiber ve minik turşu dilimleri.

Üst kapağı kapatmadan önce, bir kaşık zeytinyağlı acı sos da eklenirse… tamamdır.

Dışarıdan bakıldığında sıradan bir sandviçtir.

Ama ilk ısırıkta o hafif is tadı, rokayla buluşur, damağınızda sabahı gülümsetir.

Görünüş mühim değil; mesele içindeki ruh.


​​Kahvaltı, bizim kültürümüzde sadece yemek değildir.

Birlikteliktir, seslerin karışmasıdır, tazelikle günü karşılamaktır.

İsli sucuk ise bu sofralara nostalji ve derinlik katan bir lezzet olarak yükselir.

Her tarifte ona farklı roller veririz.

Kimi zaman başrol, kimi zaman gizli oyuncu…

Ama her zaman akılda kalıcı.

Eğer hâlâ denemediyseniz, Boşnak mutfağının tütsülenmiş mirasını sofranıza taşımak için isli sucuk ürünlerimizi inceleyin.

Lezzet dolu sabahlar sizi bekliyor.